Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mayıs ayında enflasyonun yüzde 50’nin altına düşeceğini, zamanla daha da düşeceğini belirterek, “Enflasyonla mücadele konusunda yaptığımız tüm araştırmalarda, enflasyonda artış beklentisi kırılmış, bu da “enflasyon düşecek” beklentisine dönüşmüştür.
Bakan Nebati, Haber Global televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Mart ayı enflasyon rakamlarını pahalılaştıran ve gelecek döneme ilişkin tahminlerini açıklayan Nebati, ekonomik karşılığı olmayan döviz artışları nedeniyle enflasyon olgusunun dünyada çok tartışılır hale geldiğini belirterek, bir yandan Bir yanda Kovid-19 salgını, bir yanda Rusya-Ukrayna Savaşı. Gelişmekte olan ve gelişmekte olan ülkeler ya da coğrafya farkı gözetmeksizin tüm dünyada enflasyonun bir gerçeklik haline geldiğini anlatan Nebati, Türkiye’nin dışa bağımlılığı ve güç artışı nedeniyle bu süreçten en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu kaydetti. fiyatlar döviz ile birlikte.
Dünyanın ekonomiyi soğutarak enflasyonla mücadele etmeye başladığını kaydeden Nabati, şunları kaydetti:
“Aksine bir hamle yaptık. Teknik bir değerlendirmeden ziyade sadece mekanik bir anlayış ve toplumsal bir tepki olacak şekilde hareket etmek zorundaydık. , hedeflerimizi biraz erteledik, yazla birlikte toparlanmaya başladık. Çabamızı enflasyonla çok daha anlaşılır hale getirdik. Toplum enflasyonla dediğimiz biçimlerdeki çabayı içselleştirmeye başladı. Büyümeden taviz vermediğimiz için işletmeler “Üretime devam ettiler, salgın ve savaşın getirdiği fırsatlardan yararlanan işletmelerimiz yakın coğrafyaya ihracatlarını artırdı. Böylece bir yandan üretim ve yatırım artarken, Öte yandan işsizlik sorunu da yoktu.”
Dün açıklanan enflasyonun beklentilerini karşıladığını belirten Nebati, memur maaşlarında ve asgari ücrette artışlar olduğunu, yüzyılın felaketleriyle karşı karşıya kaldıklarını, bunlara rağmen enflasyondaki düşüşün beklentiler doğrultusunda devam ettiğini belirtti. beklentileri.
Yıllık enflasyonda üç ayda 35 puanlık düşüş yaşandığını vurgulayan Nebati, “Önümüzdeki dönemde Ramazan ayının getirdiği gıda fiyat artışlarına rağmen emtia fiyatlarında bir yandan sakinlik devam ederken, mayıs ayına girdiğimizde yüzde 50 olan enflasyon oranı ise döviz fiyatlarının makul seviyelerde olması nedeniyle bunun aşağıdaki seviyenin altına ineceğini ve zamanla düşeceğini göreceğiz. Enflasyonla mücadele konusunda yaptığımız araştırmalarda enflasyonda artış beklentisinin kırıldığını gördük.Bu durum ‘enflasyon düşecek’ beklentisine dönüştü.Ara dönem enflasyonunu tetikleyen sebeplerden biri de yüzde 40’lar oldu. ‘Yarın alırım, fiyatlar yükselir’ diyerek ihtiyacı geleceğe çekme davranış ve beklentisi kırıldı.” değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonun etkisinin hissedilmeye başlandığını ifade eden Nebati, Türkiye’nin kış aylarında diğer ülkelerden farklılaştığı bir durum olduğunu, sera ürünlerinin yetiştirildiği bu aylarda maliyet nedeniyle gıda fiyatlarının arttığını, yaz aylarında nispi fiyat düşüşleri vardır.
“Çiftçinin iyi korunması gerekiyor”
Bakan Nebati, Mart ayında et ve soğan fiyatlarındaki en yüksek artışa ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, gıda enflasyonunun dünya genelinde genel enflasyonun üzerinde seyrettiğine dikkat çekti. Nabati, Tahıl Koridoru oluşturulmasına rağmen Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle fiyat artışlarının ve yüksek kuraklığın ülkelerdeki gıda enflasyonunu tetiklediğini belirtti.
Örneğin Türkiye’de domatese olan talebin çok arttığını kaydeden Nebati, üreticilerin geçen yıla göre yüzde 50 daha yüksek fiyata domatesi yurt dışına satmaya başladıklarını, Ticaret Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile çalıştıklarını söyledi. Bu konuda Tarım ve Ormancılık.
Mayıs ayından itibaren saha çalışmalarının baş göstermeye başlayacağını ve Haziran ayında bu fiyatların düştüğünü göreceklerini belirten Nebati, tarım bölümünde üretim planlamasının önemine vurgu yaptı.
Geçen yıl patates üretiminin yüksek olduğunu ve alıp dağıttıklarını anlatan Nebati, bu yıl yüksek fiyatlardan üreticinin memnun olduğunu, çiftçinin bir yıl kazanıp bir yıl kaybettiğini, çiftçinin geçmiş olsun olması gerektiğini söyledi. korumalı.
Nabati, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile görüştüklerini belirterek, şunları söyledi:
“Önümüzdeki seçimlerden sonra temel düzeyde geçimini sağlayan insanların temel gıda maddeleri olan bu ürünlerin fiyatlarının artmaması için yapılacak sübvansiyonlar konusunda Tarım Bakanımızla mutabakata vardık. soğan ve patates üretiminin yapılması ve artefakt bazında üretimin kesin bir planlama ile yapılması gerektiğini, bununla ilgili olarak hem kalıbın daha rahat belirlenebilmesi hem de üretimin normal seviyede olması Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak bizler ,aynı ifadeleri Ticaret ve Tarım ve Orman Bakanımıza da kullanın.Bizim bu uçağa yetişmemiz lazım.İnsanların televizyon programlarında veya tarlada soğanın patatesin değerinden bahsetmesini engellememiz lazım.Bizim sorumluluğumuzdur.. Önümüzdeki dönemde yapılması gerekenler, fiyatlar yükseldiyse çiftçi sevinsin çünkü bizim çiftçiye ihtiyacımız var, para kazansın. toplumsal açıdan bakıldığında tüketicinin o an bir zararı varsa tüketicinin üzerindeki yükün kamu tarafından karşılanması gerektiği noktasında. “
“İnsanları ucuza et yemeye ikna etmeliyiz”
Fiyatlardaki artışta sürekli suçlu aramak yerine, bunların belli bir plan dahilinde yapılması ve gerektiğinde halkın sorumluluk almaktan çekinmemesi gerektiğinin altını çizen Nabati, “Gıda, değerli ve vazgeçilmez bir metadır. Burada yapılacak şey tabi ki aracıların fiyatları artırıp artırmaması çok önemli burada önlem alınmazsa fahiş fiyat katlamaları olabiliyor ama aynı zamanda üretimi de belli bir standart çerçevesinde yönetmemiz gerekiyor. Türkiye’nin gerçeklerine ve gereklerine uygun olarak.” dedi.
Vergi müfettişlerinin yaptığı incelemelerle fiyatları kasten artıranların karşısına çıktıklarını belirten Nebati, “Aynı zamanda Ticaret ve Tarım Bakanlıklarımızın da bire bir adım atması gerekiyor. Bunlara engel olunması gerekiyorsa yapılması gereken o dönemde bir kısıtlamanız varsa ithalat yoluyla yapılmasıdır.İnsanlara ucuza et yedirmemiz lazım.” söz konusu.
“Vadesi azaltılan her eserde fiyatlar düşüyor ve enflasyona olumlu katkı sağlıyor”
Alacak vadelerinin fiyat artışlarına etkisine dikkat çeken Nebati, hastanelerin ve üniversitelerin uzun vadeli ödemelerinin yıldan uzun olduğunu, Bakan olduktan sonra Devlet Malzeme Ofisi’nden açıklama yaptıklarını bildirdi. 90 gün içinde malını satan kişinin parasını alması gerektiğini beyan ettiklerini belirten Nebati, şöyle devam etti:
“Bazen 36 aya kadar tahsilatını alamayan üreticiler oldu. Şimdi biz bu konuda taviz vermeden 3 aya indirdik ve geçen sene prestijle üniversitelere uyguladık. Bedelini ödedik. Üniversitelerin borçlarını ödediler, hatta teşekkür ettiler.Bir üniversite rektörü, “Şirket bile mal satmaktan muaftır. Çekimser kalırken şu anda en az 10 firma giriyor, lütfen bu konuda taviz vermeyin’ dedi. dedi. Adil ve Vahit beylere şaka yaptılar. Doğru olanı yapmalıyız.”
Nebati, kamuyla iş yapanların paralarını ne zaman alacaklarını bilmedikleri için ödeme planı yapamadıklarını ifade etti.
“Aslında yapılması gereken kamu borcunu kişi fark etmeksizin maliyet ve nakit hesaplarına göre 45’inci, 60’ıncı veya 90’ıncı günde ödemek. Parasını alamayan kişiye o gün ödeme yapılmaz ise, borcunu ödemeyince faizle karşılaşıyor.Bırakın masraflarını devlet karşılasın.-60 gün içinde ödeme zorunlu hale getirilmeli ama bu yasa veya ilgili yönetmeliğin muhtemelen önümüzdeki dönemde bir sonucu olacaktır. Türkiye’de sadece piyasalarda ve kamuda değil her süreçte öngörülebilirlik sağlanmalıdır.Öngörülebilirliğin olmadığı ve hesap defterinin yapılmadığı bir dünya sisteminde işler gerçekten dürüstçe yürümüyor, bu yüzden üzerinde duruyorum. Bu bahiste üreticilerden yanadır.Piyasalar bundan da şikayet etmez, yapılarını buna göre oluştururlar.Nette vadesi kısalan her eserin fiyatı düşer ve enflasyona pozitif katkı sağlar.
(sürecek)
